Yaşlılıkta dikkat edilecek beslenme kuralları nelerdir?



Her yaşta beslenme önemlidir. Beslenmenin önemi genç ve orta yaşta çok hissedilmemekle beraber insan hayatında ilk bebeklik ve gelişim çağında önemlidir. Diğer bir dönem ise yaşlılık çağıdır. Yani yaşlılık döneminde beslenme bebeklik döneminde olduğu kadar önem arz etmektedir.

Ögün sayısı artırılmalıdır. Günlük öğün sayısı 3 ana, 3 ara öğün şeklinde düzenlenmelidir. Böylece öğünlere düşen yiyecek miktarları azaltılarak sindirim güçlükleri önlenmiş olur. Her öğünde 4 temel besin grubundan (et ve ürünleri, süt ve ürün­leri, sebze ve meyveler, tahıllar) besinler bulunmalı ve besin çeşitliliğinin sağlanmasına özen gösterilmelidir.

[reklam1]

Meyve tüketiminin artırılması gerekir. Günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir. Bu konuda kişi hangi meyveleri seviyorsa onlardan tüketmeye gayret etmelidir. Özellikle vitamin konusunda zengin içeriğe sahip olan meyveler tüketilmelidir.

Posalı gıda alımına dikkat edilmelidir. Posa miktarı yüksek olan kuru baklagiller, sebze, meyve ve kepekli tahıllar gibi besinlerin tüketilmesine özen gösterilmelidir.

Su ve sıvı tüketimi artırılmalıdır. Sıvı tüketimi arttırılmalıdır. Günde en az 8-10 bardak su (1500 ml) tüketilmelidir. Bu miktarın tümü su olarak tüketilemiyorsa, ıhlamur, taze sıkılmış meyve suyu, bitkisel çaylar, ayran, komposto ya da açık çay tüketimi ile bu miktar karşılanabilir. Ancak bunların hiçbirisi vücut fonksiyonlarında su kadar etkili değildir.

Kalsiyum yönünden zengin gıdalar alınmalıdır. Kemikler için olmazsa olmaz olan kalsiyum yönünden zengin gıdaların tüketimi artırılmalıdır. Kalsiyum içeriği yüksek olan besinler tüketilmelidir. Yağı azaltılmış ya da yağsız süt ve ürünleri en iyi kalsiyum kaynağıdır. Omega 3 yağ asitlerinin yoğun olarak bulunduğu balık türleri haftada en az 2 kez tüketilmelidir.

Yağ tüketiminin azaltılması gerekir. Margarin, tereyağı, kuyruk yağı gibi katı yağların tüketimi kan koles­terol seviyesinin yükselmesine neden olarak kalp-damar hastalıkları için risk yaratırlar. Et, ve süt ürünleri gözle görülmeyen doymuş yağ içerirler. Bu nedenle bu besinlerin yağsız olanları, tavuk ve hindi etinin derisiz bölümleri tüketilmeli, et ile pişen yemeklere ayrıca yağ ilave edilmemelidir.

Tuz tüketimi azaltılmalıdır. Hatta sınırlanmalıdır. Aşırı tuz tüketimi, yüksek tansiyon, kalp- damar hastalıkları, kemik erimesi gibi sorunlara neden olmaktadır. Sofrada yemeklere tuz eklenmemeli, turşu, salamura, salça, konserve gibi sodyum içeriği yüksek besinleri tüketmekten kaçınılmalıdır.

Şeker ve hamur işlerine son verilmelidir. Şeker, şekerli besinler ve hamur tatlılarının tüketimi sınırlanmalıdır. Fast food türü yiyeceklerin (hamburger, patates kızartması, pizza gibi) tüketiminden kaçınılmalıdır. Yağ ve tuz içeriği çok yüksek olan bu yiyecekler sağlık riskleri yaratabilirler.

[reklam2]

Bilinçli tüketici olunmalıdır. Besinlerin satın alınması ve pişirilmesi sırasında oluşabilecek risklere dikkat edilmelidir. Günü geçmiş, tazeliğini kaybetmiş, ambalajı bozulmuş besinler satın alınmamalı, yiyecekler kızartma ve kavurma yerine haşlama ya da ızgara yöntemleri ile pişirilmeli, besinlerin hazırlanması ya da saklanması sırasında hijyen kurallarına dikkat edilmelidir. Böylece yiyeceklerin besin değeri korunarak yeterli ve dengeli beslenme sağlanmış olur. Uygun vücut ağırlığı korunmalıdır. Şişmanlık ve zayıflık hastalık riskini artırır. Sigara ve alkol kullanılmamalıdır.